Meme kanseri kadınlarda en sık olarak görülen kanser türüdür. İstatistiklere göre her 8 kadından birinde meme kanseri görülmektedir. Erken tanı ve tedavi bu hastalıkta sağ kalımı etkileyen en önemli faktördür.
Meme kanseri gelişimi için kabul edilen risk faktörleri şunlardır:
Meme kanserinin başlıca belirtileri,
Meme kanserlerinin yüzde 70’ini hastalar kendi memelerini incelerken veya muayene ederken bulmaktadırlar. Bu yüzden 20 yaşından sonra kadınlar; ayda bir kez, adet bitimi sonrası dönemde tercihen ayna karşısında kendi memelerini gözlemlemeli ve elleriyle memelerini ve koltuk altlarını yoklamalı, herhangi bir değişiklik fark ettiklerinde ise, en kısa sürede doktora başvurmalıdırlar.
Memeleriyle ilgili hiçbir şikâyeti olmasa da her kadının 20-40 yaş arası 3 yılda bir, 40 yaşından sonra ise yılda bir kez klinik meme muayenesi için bir genel cerraha muayene olması gerekmektedir. Mamografi incelemesi ise 40 yaşından itibaren başlanmalı, inceleme ve muayene sonucuna göre kontrol sıklığı planlanmalıdır.
Meme kanseri tedavisi cerrahi, medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi disiplinlerinin ortaklığı ile gerçekleştirilir.
Muayene ile saptanan kitleden tru-cut (kesici iğne) biyopsi alınması ilk adımdır. Patoloji sonucuna ve hastalığın evresine göre önce hangi tedavinin yapılacağına karar verilir. Bazen cerrahi tedavi öncelikliiken bazen de kemoterapi önce başlanır. Sadece mamografi ile saptanan fakat muayene ile fark edilemeyen kitlelere ise tel ile işaretleme sonrası cerrahi biyopsi yapılır.
Erken teşhis edilen meme kanserinde meme koruyucu cerrahi ile son derece yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır. Aynı seansta boya ile işaretlenmiş lenf bezi biyopsisi ile de hastaların koltuk altı lenf bezlerinin tümünü çıkarılmasına gerek kalmayabilir. Erken teşhis bu nedenlerle de meme kanseri tedavisinde çok önemlidir.